Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
# 1.Sümerler (MÖ 5300-1940) # 2.Akadlar (MÖ 2500-1950) # 3.III. Ur Hanedanı (MÖ 2112-2000) # 4. Amurrular (MÖ2000 -1600) # 5. Eski Babil Dönemi (MÖ 1900-1595) # 6. Asurlular [Eski Asur Dönemi (MÖ 1250-936)] # 7. Kassitler (MÖ 1595-1158) # 8.Aramiler (MÖ 2300-1200) # 9 Yeni Asur Krallığı (MÖ 911-607) # 10. Yeni Babil Krallığı (MÖ 620-539)
Eski Mezopotamya Tarihi ve Uygarlığı
Genel olarak bugün Irak sınırları içinde yer alan Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki bereketli topraklar, Mezopotamya (Yunanca “İki nehir arasındaki ülke”) olarak bilinmekteydi. Taş, maden ve ormandan yoksun olan bu bölge, Fırat ve Dicle’nin getirdiği bereketli alüvyon toprakları sayesinde zenginleşmiş ve eksikliklerini komşu bölgelerle sıkı ticari ilişkilere girerek tamamlamaya çalışmıştır.
Kuzey ya da Yukarı Mezopotamya (Bağdat’ın kuzeyi) Akad, Asur ve Mitanniler’e; Güney Mezopotamya ise Sümer Şehir Devletleri, Babil Krallığı, Kassitler ve Khaldelilere ev sahipliği yapmıştır.
Sümer’de her bir şehrin bir baş tanrısı ve ensi ya da lugal unvanlı bir yöneticisi vardı. Bu dönemdeki en önemli Sümer şehirleri Kiş, Ur, Uruk, Lagaş, Umma ve Nippur’du. Bu şehirler, toprak ve sulama kanalları yüzünden sık sık birbirleriyle mücadele içindeydiler. Bu nedenle Sümer şehirlerinin etrafı güçlü surlarla çevriliydi ve her bir şehrin güçlü orduları vardı.
Sümerler dünya uygarlığına yazıyı (çivi yazısı), tekerleği ve 60’lık matematik sistemini hediye etmişlerdir.
Not: Lagaş kralı Urukagina, bilinen ilk kanun koyucudur.
Not2: Sümer şehir devletlerinde, kerpiçten yapılmış, basamaklı yüksek tapınaklar ziggurat olarak adlandırılmaktaydı.
Sami kökenli bir halk olan Akadlar (veya Akkadlar) MÖ 3. bin yılın ortalarında yaklaşık iki yüzyıl boyunca Mezopotamya’da hüküm sürmüştür. Bütün Mezopotamya’yı egemenlikleri altına alan ilk topluluk oldukları gibi kralları için önceki Kent Kralı imgesinin yerine Evrenin Kralı simgesini ortaya çıkarmışlardır. Bu kavramı belki de ilk kullanan topluluk olarak Akadlar kültürel anlamda Sümerlerin mirasçılarıdırlar ve Sümer kültürünü büyük oranda benimsemiştirler.
2350 civarında Sümerlerin kuzeyindeki Akad ülkesinin kralı Sargon, Umma kralını yenerek Sümer ülkesine hâkim oldu. Sargon, torunu Naram Sin ve sonra gelenlerin hepsi, krallığın sınırlarını Suriye, İran ve Anadolu içlerine kadar genişletmiştir. Devletin başkenti Akad’dır. İlk düzenli ordu sistemini kurmuşlardır. Sümerliler’in kuzeyinde, Fırat Nehri boylarında tarihte ilk bilinen imparatorluğu kurdular. Sümer kültüründen etkilendiler ve bu kültürü Ön Asya’ya yaydılar. Sargon’un ölümünden sonra devlet zayıfladı ve Sümerliler tarafından ortadan kaldırıldı.
Hanedanın en önemli krallarından Şulgi, imparatorluğun sınırlarını genişletmiş ve politik, idari ve ekonomik reformlar yaparak merkezi yapıyı güçlendirmiştir.
III. Ur Hanedanı; iç mücadeleler, Elam istilaları ve Amurru göçleri sonucu 2000 civarında yıkılmıştır.
Not: III. Ur Hanedanı dönemi “Yeni Sümer Dönemi” ya da “Sümer Rönesans Çağı” olarak da bilinir.
Hitit Kralı I. Murşili, 1595 yılında Babil’i fethedip yağmaladı ve Babil Krallığı’na son verdi.
Not: Hammurabi Kanunları, “göze göz, dişe diş” yani kısasa kısas özellikleriyle dikkat çekmektedir.
İlk Çağ’da, Orta Doğu’nun en büyük imparatorluklarından biri olmuştur. MÖ 2. bin yılın başından itibaren özellikle Anadolu’da koloniler kurmuş, Anadolu’ya yazıyı taşımışlardır. Asur ülkesi, önceleri Babil’e, MÖ 2. bin yılın büyük bölümü boyunca Mitannilere bağımlı kalsalar da MÖ 14. yüzyılda bağımsızlıklarını kazanmış ve Fırat’a kadar topraklarını genişleterek buralara yerleşmişlerdir. Daha sonra Mezopotamya’da, Anadolu’nun güneydoğusunda, zaman zaman da Suriye’nin kuzeyinde büyük güç kazanmışlardır Amurru etnik kökenli I. Şamsi Adad (1796-1775), Eski Asur Krallığı’nı büyük bir güç hâline getirmiştir. Ölümünden kısa bir süre sonra 1763 yılında Eski Asur Krallığı son bulmuştur.
Asur; İran, güney Mezopotamya ve Anadolu’daki beyliklerle ticari ilişki içine girmiş ve Anadolu’da çok sayıda karum (ticaret kolonisi) ve Wabaratum (küçük konaklama yerleri) kurmuştur. MÖ1920 ve 1750 tarihlerini kapsayan süreç, Asur Ticaret Kolonileri Çağı olarak da adlandırılmıştır. Bu dönem aynı zamanda Anadolu topraklarında yazılı tarihin ve Orta Tunç Çağı’nın da başladığı tarihi içermektedir. Tunç yapımı için ihtiyaç duyulan kalay, Anadolu’da az olduğu için, Mezopotamya kalayına ihtiyaç duyulmuştur. Asurlu tüccarlar da bu sebeple Anadolu’ya kalay götürmeye başlamıştır. Zamanla taşınan malların çeşitliliği de artmıştır.
Anadolu’daki en önemli Asur Karumu Kayseri, Kültepe yakınlarındaki Kaneş’te idi.
MÖ XVI. yy’da Kassit devletinin başına geçen krallar şunlardır: Barnaburiaş I, Kastiliyaş III, Ulam Buriaş, Agum III (Amenofis III ile çağdaştır). Bu son kral zamanında Kassitler geniş bir yapım faaliyetine giriştiler; kanallar açtılar, sulama sistemini geliştirdiler. Agum III dış siyasete de önem verdi; Mısır ile siyasî ilişkiler kurdu.
MÖ XV. ve XIV. yy’larda Kassitlerin başına Kadaşman Harbe (1410 – 1396) geçti; sonra sırayla Kurigalzu I, Kadaşman Enlil I, Burnaburiaş II (1367 – 1346), Kadaşman Harbe II, Kurigalzu II (1343 – 1321), Nazi Muruttaş (1320 – 1295), kral oldular. Kassitlerin Elamlılar ve Asurlularla yaptıkları sürekli mücadeleler Ön Asya’nın tarihî gelişimi bakımından önemlidir.
Mısırlılarla dost geçinen Kassitler, Suriye üstünde hak iddia etmekten vazgeçtiler, fakat buna karşılık gerek Elam’ın ve gerekse Asur ülkesinin hâkimi olmak istediler. Fakat Mitanni krallığının yıkılmaya yüz tutması üzerine yeniden bağımsızlığını kazanan Asur Devleti’ne karşı, siyasî ve askerî bir üstünlük sağlayamadılar. MÖ XIII. yy’da Kassit tahtına şu krallar geçti: Kadaşman Targu (1294 – 1278), Kadaşman Enlil (1277 – 1271), Kudur Enlil (1270 – 1263), Şagarkti Enlil (1263 – 1250), Kastiliyaş IV (1243 – 1242), Enlil Nadir Şumi, Kadaşmanı Harbe (1241 – 1238), Adad Şum İddina (1241 – 1238), Adad Şum Naşır. MÖ yy’ın son çeyreğinde Kassit kralı Kaştiliyaş IV, Asur kralı Tikulti Ninurta I’e yenilince, Babil şehrinin hâkimiveti Asur’a geçti. Asur kralı Tikulti Ninurta I’in ölümünden sonra Kassitler kısmen bağımsızlıklarını kazandılar, hatta bir süre için Asur’u nüfuzları altına aldılar. Fakat bu başarı çok uzun sürmedi ve MÖ 1160 yıllarında Mezopotamya’daki Kassit hâkimiyeti büsbütün ortadan kalktı.
1158 yılında İran’dan gelen Elamlar, Babil’i fethederek Kassit Krallığı’na son vermiştir.
Sargon, Esarhaddon, Asurbanipal gibi kralların döneminde en parlak çağlarını yaşamışlardır.
Not: Her ne kadar Asurlular savaşçı bir toplum olarak bilinmekteyse de, Asur kralı Asurbanipal’in kütüphanesi meşhurdu.
Dağlık İran’dan gelen eşi için dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Babil’in Asma Bahçeleri’ni inşa etmiştir. Nabuchednezzar, Kudüs’ü fethetmiş, Hz. Süleyman’ın Mabed’ini yıkmış ve Yahudilerin ileri gelenlerini Babil’e sürgüne göndermiştir.
Yeni Babil Krallığı MÖ 539 yılında Pers Kralı Kyros tarafından fethedilmiştir.
Tarih: 2019-12-14 13:24:22 Kategori: Tarih
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Eski Mezopotamya Tarihi ve Uygarlığı Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Genel olarak bugün Irak sınırları içinde yer alan Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki bereketli topraklar, Mezopotamya (Yunanca “İki nehir arasındaki ülke”) olarak bilinmekteydi. Taş, maden ve ormandan yoksun olan bu bölge, Fırat ve Dicle’nin getirdiği bereketli alüvyon toprakları sayesinde zenginleşmiş ve eksikliklerini komşu bölgelerle sıkı ticari ilişkilere girerek tamamlamaya çalışmıştır.
Kuzey ya da Yukarı Mezopotamya (Bağdat’ın kuzeyi) Akad, Asur ve Mitanniler’e; Güney Mezopotamya ise Sümer Şehir Devletleri, Babil Krallığı, Kassitler ve Khaldelilere ev sahipliği yapmıştır.
1.Sümerler (MÖ 5300-1940)
Sümerlerin kesin olarak nereden ve ne zaman Mezopotamya’ya geldikleri bilinmez. MÖ 3000 civarında Sümerlerin, güney Mezopotamya’da gelişmiş bir uygarlık kurdukları ve birbirinden bağımsız şehir devletlerinde yaşadıkları bilinmektedir. Yazının MÖ 3200 yılında kullanılmaya başlanmasına rağmen ancak 600 yıl sonra, MÖ 2600 civarında tarihsel yazıtlar kullanılmaya başlanmıştır.Sümer’de her bir şehrin bir baş tanrısı ve ensi ya da lugal unvanlı bir yöneticisi vardı. Bu dönemdeki en önemli Sümer şehirleri Kiş, Ur, Uruk, Lagaş, Umma ve Nippur’du. Bu şehirler, toprak ve sulama kanalları yüzünden sık sık birbirleriyle mücadele içindeydiler. Bu nedenle Sümer şehirlerinin etrafı güçlü surlarla çevriliydi ve her bir şehrin güçlü orduları vardı.
Sümerler dünya uygarlığına yazıyı (çivi yazısı), tekerleği ve 60’lık matematik sistemini hediye etmişlerdir.
Not: Lagaş kralı Urukagina, bilinen ilk kanun koyucudur.
Not2: Sümer şehir devletlerinde, kerpiçten yapılmış, basamaklı yüksek tapınaklar ziggurat olarak adlandırılmaktaydı.
2.Akadlar (MÖ 2500-1950)
Sümer tarihinde çok önemli bir yer alan Kiş şehrinin sarayında kral Urzababa’nın baş muhasebecisi olan ve Sami halkına mensup olan Sargon, MÖ 2350 yılında bir savaştan yenik dönen kralına darbe düzenleyerek tahta geçmiştir. Sami halkının ilk kralı olan Sargon, Kiş şehrini ele geçirdikten sonra, güneye doğru ilerleyerek diğer Sümer şehirlerini de sınırları içine aldı. Sargon yaptığı bütün seferlerinde kuşattığı topraklara, Sami kültürünü ve dilini de götürmüştür. Sümer kültürünü temel alan ve kendi kültürüyle bütünleştirerek özümseyen Akadlılar, büyük bir medeniyeti geliştirdiler. Böylece dünyada ilk kez, bu kadar geniş bir alan üzerinde, merkezi bir devlet kuruldu.Sami kökenli bir halk olan Akadlar (veya Akkadlar) MÖ 3. bin yılın ortalarında yaklaşık iki yüzyıl boyunca Mezopotamya’da hüküm sürmüştür. Bütün Mezopotamya’yı egemenlikleri altına alan ilk topluluk oldukları gibi kralları için önceki Kent Kralı imgesinin yerine Evrenin Kralı simgesini ortaya çıkarmışlardır. Bu kavramı belki de ilk kullanan topluluk olarak Akadlar kültürel anlamda Sümerlerin mirasçılarıdırlar ve Sümer kültürünü büyük oranda benimsemiştirler.
2350 civarında Sümerlerin kuzeyindeki Akad ülkesinin kralı Sargon, Umma kralını yenerek Sümer ülkesine hâkim oldu. Sargon, torunu Naram Sin ve sonra gelenlerin hepsi, krallığın sınırlarını Suriye, İran ve Anadolu içlerine kadar genişletmiştir. Devletin başkenti Akad’dır. İlk düzenli ordu sistemini kurmuşlardır. Sümerliler’in kuzeyinde, Fırat Nehri boylarında tarihte ilk bilinen imparatorluğu kurdular. Sümer kültüründen etkilendiler ve bu kültürü Ön Asya’ya yaydılar. Sargon’un ölümünden sonra devlet zayıfladı ve Sümerliler tarafından ortadan kaldırıldı.
3.III. Ur Hanedanı (MÖ 2112-2000)
Sümerlerin meşhur şehri Ur’un III. Hanedanı tarafından kurulmuştur. MÖ 2112 civarında Ur Nammu, modern tarihçilerin III. Ur Hanedanı olarak adlandırdıkları yeni bir hanedan kurdu.Hanedanın en önemli krallarından Şulgi, imparatorluğun sınırlarını genişletmiş ve politik, idari ve ekonomik reformlar yaparak merkezi yapıyı güçlendirmiştir.
III. Ur Hanedanı; iç mücadeleler, Elam istilaları ve Amurru göçleri sonucu 2000 civarında yıkılmıştır.
Not: III. Ur Hanedanı dönemi “Yeni Sümer Dönemi” ya da “Sümer Rönesans Çağı” olarak da bilinir.
4. Amurrular (MÖ2000 -1600)
Amurru kelimesi Akadcadır ve aşağı yukarı MÖ 1950’den 1651’e kadar Babil’e kral yetiştiren batılı bir topluluğa verilen addır. MÖ III. bin yıldan sonra Suriye’nin kuzeyinde Babilonya’da Palmira vahasında yerleşmiş bir Samî kavim olduğu bilinmektedir. MÖ XV.- XIV. Yy’larda Amurrulara, Suriye’nin güneyinde Kenan diyarından Arnon’a kadar, Ürdün ırmağının doğu kıyıları boyunca rastlanır. İbraniler çölde kaldıktan sonra onlarla burada temasa geçmişlerdi. Amurruların sanatı Batı Mezopotamya Samilerinin sanat grubuna girer. Onların eseri sayılabilecek anıtlar, II. bin yıl başlangıcında görülür. En tipikleri, daha çok Batı ve Fırtına tanrısı Amurru’yu temsil eden silindirlerdir. Louvre’daki, diz çökmüş bir insanla başı altın yaldızlı yabani tekeler grubu şeklindeki adak bu tanrıya adanmıştır. Dönüm noktası sayılabilecek bir eser de, kral Hammurabi’nin kanununu ihtiva eden steldir. Bu stel Babilonya sanatına yol açar, Mezopotamya’daki daha eski devirlerin sanat niteliklerini toparlar.5. Eski Babil Dönemi (MÖ 1900-1595)
Amurrular, Ur Hanedanı’nın yıkılmasından yaklaşık yüz yıl sonra Babil’de bir krallık kurdular. Babil’deki Amurru Krallığı’nın en meşhur kralı Hammurabi (1792-1750), 1760’larda güney Mezopotamya’yı birleştirerek krallığı büyük bir imparatorluk hâline getirdi. Bununla beraber Hammurabi büyük bir fatihten ziyade bir kanun koyucu olarak bilinir.Hitit Kralı I. Murşili, 1595 yılında Babil’i fethedip yağmaladı ve Babil Krallığı’na son verdi.
Not: Hammurabi Kanunları, “göze göz, dişe diş” yani kısasa kısas özellikleriyle dikkat çekmektedir.
6. Asurlular [Eski Asur Dönemi (MÖ 1250-936)]
Asur, Dicle’nin batı kıyısında önemli bir kentti. III. Ur Hanedanı’nın yıkılmasının ardından bağımsızlığını kazanan kent, kuzey Mezopotamya’da önemli bir güç hâline gelmiştir. Başkentleri Ninova’dır.İlk Çağ’da, Orta Doğu’nun en büyük imparatorluklarından biri olmuştur. MÖ 2. bin yılın başından itibaren özellikle Anadolu’da koloniler kurmuş, Anadolu’ya yazıyı taşımışlardır. Asur ülkesi, önceleri Babil’e, MÖ 2. bin yılın büyük bölümü boyunca Mitannilere bağımlı kalsalar da MÖ 14. yüzyılda bağımsızlıklarını kazanmış ve Fırat’a kadar topraklarını genişleterek buralara yerleşmişlerdir. Daha sonra Mezopotamya’da, Anadolu’nun güneydoğusunda, zaman zaman da Suriye’nin kuzeyinde büyük güç kazanmışlardır Amurru etnik kökenli I. Şamsi Adad (1796-1775), Eski Asur Krallığı’nı büyük bir güç hâline getirmiştir. Ölümünden kısa bir süre sonra 1763 yılında Eski Asur Krallığı son bulmuştur.
Asur; İran, güney Mezopotamya ve Anadolu’daki beyliklerle ticari ilişki içine girmiş ve Anadolu’da çok sayıda karum (ticaret kolonisi) ve Wabaratum (küçük konaklama yerleri) kurmuştur. MÖ1920 ve 1750 tarihlerini kapsayan süreç, Asur Ticaret Kolonileri Çağı olarak da adlandırılmıştır. Bu dönem aynı zamanda Anadolu topraklarında yazılı tarihin ve Orta Tunç Çağı’nın da başladığı tarihi içermektedir. Tunç yapımı için ihtiyaç duyulan kalay, Anadolu’da az olduğu için, Mezopotamya kalayına ihtiyaç duyulmuştur. Asurlu tüccarlar da bu sebeple Anadolu’ya kalay götürmeye başlamıştır. Zamanla taşınan malların çeşitliliği de artmıştır.
Anadolu’daki en önemli Asur Karumu Kayseri, Kültepe yakınlarındaki Kaneş’te idi.
7. Kassitler (MÖ 1595-1158)
MÖ 1680 – 1160 arasında Zagros (Van bölgesinde, İran-Irak sınırında) dağlarından güneye inerek Mezopotamya’da devlet kuran dağ kavmidir. Üçüncü Ur sülâlesi ve Birinci Babil Devleti zamanında Kassitler, asker, işçi, köle olarak veya atlarını satmak üzere Babil bölgesine girmeye başladılar. Kerkük Ovası’nda, bugünkü Süleymaniye dolaylarına yerleştiler, fakat sonra Babilliler tarafından batıya doğru sürüldüler. Mezopotamya’nın karışık durumundan faydalanarak Gandaş adlı bir liderin başkanlığında birleştiler, Fırat boylarından güneye inerek Babil bölgesini istilâ ettiler. Burada altı yüzyıl hüküm sürdüler, Sümer ve Akkad kültürlerinin büyük ölçüde etkisi altında kaldılar. Zamanla kendilerini Mezopotamyalı saymaya başladılar. Bu devirde Kassit tahtına Agum (hük. 22 yıl), Kastiliyaş I (hük. 84 yıl) ve Kastiliyaş II (hük. 22 yıl) adlı krallar geçti. MÖ XVII. yy’ın başlarında Kassit tahtına geçen kralların önemli bir faaliyeti görülmez. Bu yüzyılın ortalarına doğru Kassit tahtına Agum II adlı bir kral geçti.MÖ XVI. yy’da Kassit devletinin başına geçen krallar şunlardır: Barnaburiaş I, Kastiliyaş III, Ulam Buriaş, Agum III (Amenofis III ile çağdaştır). Bu son kral zamanında Kassitler geniş bir yapım faaliyetine giriştiler; kanallar açtılar, sulama sistemini geliştirdiler. Agum III dış siyasete de önem verdi; Mısır ile siyasî ilişkiler kurdu.
MÖ XV. ve XIV. yy’larda Kassitlerin başına Kadaşman Harbe (1410 – 1396) geçti; sonra sırayla Kurigalzu I, Kadaşman Enlil I, Burnaburiaş II (1367 – 1346), Kadaşman Harbe II, Kurigalzu II (1343 – 1321), Nazi Muruttaş (1320 – 1295), kral oldular. Kassitlerin Elamlılar ve Asurlularla yaptıkları sürekli mücadeleler Ön Asya’nın tarihî gelişimi bakımından önemlidir.
Mısırlılarla dost geçinen Kassitler, Suriye üstünde hak iddia etmekten vazgeçtiler, fakat buna karşılık gerek Elam’ın ve gerekse Asur ülkesinin hâkimi olmak istediler. Fakat Mitanni krallığının yıkılmaya yüz tutması üzerine yeniden bağımsızlığını kazanan Asur Devleti’ne karşı, siyasî ve askerî bir üstünlük sağlayamadılar. MÖ XIII. yy’da Kassit tahtına şu krallar geçti: Kadaşman Targu (1294 – 1278), Kadaşman Enlil (1277 – 1271), Kudur Enlil (1270 – 1263), Şagarkti Enlil (1263 – 1250), Kastiliyaş IV (1243 – 1242), Enlil Nadir Şumi, Kadaşmanı Harbe (1241 – 1238), Adad Şum İddina (1241 – 1238), Adad Şum Naşır. MÖ yy’ın son çeyreğinde Kassit kralı Kaştiliyaş IV, Asur kralı Tikulti Ninurta I’e yenilince, Babil şehrinin hâkimiveti Asur’a geçti. Asur kralı Tikulti Ninurta I’in ölümünden sonra Kassitler kısmen bağımsızlıklarını kazandılar, hatta bir süre için Asur’u nüfuzları altına aldılar. Fakat bu başarı çok uzun sürmedi ve MÖ 1160 yıllarında Mezopotamya’daki Kassit hâkimiyeti büsbütün ortadan kalktı.
1158 yılında İran’dan gelen Elamlar, Babil’i fethederek Kassit Krallığı’na son vermiştir.
8.Aramiler (MÖ 2300-1200)
Yaklaşık 1100’den itibaren göçebe Aramiler, kuzey Suriye’den Mezopotamya’ya girmeye başladılar. Şehirlere saldırmalarına rağmen kendilerinden önceki Amurruların tersine şehirleri ele geçiremediler ve kırsal alanlara yerleştiler. Bununla beraber, Kuzey Suriye’de çok sayıda şehir devletleri kurdular. Asurlular Arami şehir devletlerini 9. yüzyıldan itibaren fethetmiş ve Aramileri zorunlu göçlere tabi tutmuşlardır. Bunun neticesinde Aramice’nin kullanımı yaygınlaşmış ve MÖ 1. bin yılda Doğu dünyasının en önemli dili hâline gelmiştir.9 Yeni Asur Krallığı (MÖ 911-607)
10. yüzyılın sonlarına doğru yükselişe geçen Asurlar, sahip oldukları güçlü orduları ile Mezopotamya, Suriye, Doğu Akdeniz’in tamamını; Mısır ve Anadolu’nun bir kısmını fethederek büyük bir imparatorluk kurdular. İmparatorluk içindeki halkları korku ve tehcir yoluyla kontrol altında tutan Asurlular, iç çekişmeler sonucunda zayıflamış ve nihayet 612 yılında Babil ve Med ordularının Niniveh’i fethetmesinden kısa bir süre sonra 607 yılında yıkılmıştır.Sargon, Esarhaddon, Asurbanipal gibi kralların döneminde en parlak çağlarını yaşamışlardır.
Not: Her ne kadar Asurlular savaşçı bir toplum olarak bilinmekteyse de, Asur kralı Asurbanipal’in kütüphanesi meşhurdu.
10. Yeni Babil Krallığı (MÖ 620-539)
MÖ 626 yılında Babil’i ele geçiren Kalde kabilesinin lideri Nabopolassar, Mezopotamya tarihinin en önemli krallıklarından birini kurmuştur. Nabopolassar, Medler ile birlikte Asur İmparatorluğu’na son vermiştir. Oğlu ve ardılı Nabuchednezzar, Babil’i genişletmiş ve güzelleştirmiştir.Dağlık İran’dan gelen eşi için dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Babil’in Asma Bahçeleri’ni inşa etmiştir. Nabuchednezzar, Kudüs’ü fethetmiş, Hz. Süleyman’ın Mabed’ini yıkmış ve Yahudilerin ileri gelenlerini Babil’e sürgüne göndermiştir.
Yeni Babil Krallığı MÖ 539 yılında Pers Kralı Kyros tarafından fethedilmiştir.
Tarih: 2019-12-14 13:24:22 Kategori: Tarih
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx